6 Eylül 2016 Salı

Kukla - Ahmet Ümit

Yine bir Ahmet Ümit romanı. Yine müthiş bir heyecan. Müthiş bir gerilim.
Bir Türkiye hikayesi.
Ülkenin sıradan günlük siyasi sosyal yaşamı, hiçbir kurgu katılmasa bile  bir gerilim filmi gibi.
Bu ülkede yaşamak bir gerilim filminin içinde yaşamak gibi.
Derin devletin beslediği çeteler… susurluk çeteleri, mafyalar, aşiretlerin egemenlik savaşları, gerçekleri ortaya çıkarmaya çalışan namuslu gazeteciler, siyasi cinayetler, suikastlar, hukuktan, adaletten uzaklaşan devletin çürümesi..
Bütün bu sorunların kaynağı bir türlü çözüme kavuşturalamıyan kürt sorunu.
Yıllar yılı Kürtlere karşı sürdürülen inkar, asimilasyon politikaları. Acımasız şiddet ve terör. Operasyonlar, terörle mücadele. Her gün onlarca ölü bedenler. Acılar, gözyaşları, nefret ve kin, intikam yeminleri, kanı yerde kalmayacak sözleri, v.s… kısır döngü..
Bu kısır döngüden kurtulmayı öneren akıl ve vicdan sahiplerine kulak verme yerine susturulmaları, kaale alınmamaları ne hazindir.
Gazeteci Adnan bey .. hayatın monotonluğundan bezmiş bir gazeteci
Funda – Adnan ın eşi,
Umut –oğlu
Doğan- üvey kardeşi – derin devletin piyonu, tetikçi
Altı çizilenler ;
Yaşamı mutluluğa indirgeyenler de ruhsal açıdan yoksul kimselerdir. Ruh zenginliğini kazanmış olanlar, yaşamı acısıyla, mutluluğuyla, ihanetiyle, çirkinliğiyle kabul edenlerdir. Onlar ki kaybetme sanatını öğrenmişlerdir, bu yüzden yaşama katlanabilme yeteneğini geliştirmişlerdir. /sf :361